Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA), 2023 yılı itibarıyla İran'dan çekildiğini duyurdu. Bu gelişme, dünya genelinde nükleer anlaşmalarla ilgili tartışmaları yeniden alevlendirdi ve bölgedeki siyasi gerilimleri arttırdı. UAEA'nın çekilmesi, özellikle Tahran’ın nükleer programı hakkında endişelere yol açmanın yanı sıra, uluslararası güvenlik ve bölgesel istikrar açısından ciddi sonuçlar doğurabileceği yönünde uyarılarla birlikte geldi.
Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı'nın İran'dan çekilmesinin ardında yatan pek çok sebep bulunuyor. Öncelikle, İran’ın nükleer programı üzerinde artan şüpheler ve Tahran'ın nükleer silahlanma potansiyeli kaygıları, ajansın bu kararı almasına neden oldu. İran’ın uluslararası işbirliğine açılma isteği, UAEA tarafından yeterli görülmedi. Çekilme öncesi, ajansın İran ile yürüttüğü müzakereler, Tahran’ın nükleer tesislerine erişim izni konusunda ciddi sıkıntılarla karşılaştı. Özellikle, 2015 yılında imzalanan nükleer anlaşmanın üzerine gölge düşüren bu gelişmeler, uluslararası toplumda kaygıları artırdı.
Bir diğer sebep ise, İran’ın nükleer çalışmalarıyla ilgili şeffaflık konusundaki elemeler. UAEA, İran'ın uranyum zenginleştirme faaliyetlerinin olağanüstü hızlandığını ve bu durumun denetim mekanizmalarını zayıflattığını belirtti. Dışişleri Bakanı Mohammad Javad Zarif'in, UAEA denetçilerine gerekli işbirliğini yapmayı red etmesi, ajansın bölgedeki varlığını sorgulamasına neden oldu. Bu durum, özellikle 2016'dan beri nükleer anlaşmanın gereklerini yerine getirmediği yönündeki eleştirileri güçlendirdi.
UAEA’nın İran'dan çekilmesi, Ortadoğu'daki jeopolitik dengeleri sarsma potansiyeli taşıyor. İran'ın nükleer silahlanma programına yönelmesi olasılığı, bölgedeki diğer güçlerin de benzer adımlar atmasına neden olabilir. Özellikle Suudi Arabistan ve İsrail, bu durumu dikkatle izliyor. Suudi Arabistan, İran’ın nükleer silah edinme çabaları karşısında kendi nükleer programını geliştirme yoluna gidebilir. Aynı zamanda, İsrail’in olası askeri müdahale planları, bu çekilme ile yeniden tartışmaya açılmış durumda.
Uluslararası toplumun, özellikle Avrupa Birliği’nin bu konudaki tepkisi de merakla bekleniyor. AB, nükleer anlaşmanın korunması için hâlâ umut taşıyor olsa da, açıkladığı yaptırımlar ve İran’dan gelen haberlerle birlikte, bu umutların ne kadar gerçekçi olduğu sorgulanmaya başlandı. Gelecek dönemlerde, bu durumla ilgili diplomatik çabaların artması bekleniyor. Ancak, UAEA'nın açık bir şekilde İran'ı denetleyememesinin, uluslararası müzakerelerin zorlukları artıracağı yönünde yorumlar kuvvetleniyor.
Sonuç olarak, UAEA'nın İran'dan çekilmesi hem bölgesel hem de uluslararası çapta türbülans yaratacak bir durum. Bu gelişmelerin nasıl şekilleneceği, önümüzdeki günlerde uluslararası kamuoyunun dikkatle izleyeceği başlıca konular arasında yer alacaktır. Tahran’ın nükleer programına dair artan belirsizlik ve uluslararası işbirliği eksikliği, bölgede yeni çatışmalara zemin hazırlayabilir. Bu bağlamda, UAEA'nın geri çekilme kararı, sadece İran’ı değil, genel olarak Orta Doğu’yu etkileyecek dalgalar yaratabilir.