Son dönemde Filistin-Hamas çatışması dünyada dikkat çekici bir şekilde tartışılmaya devam ediyor. Bölgedeki insan hakları ihlalleri ve savaş suçlarına dair pek çok iddia gündeme gelirken, en dikkat çekici açıklamalardan biri bir doktorun ifadeleriyle geldi. Tanık doktor, İsrail'in uyguladığı şiddet ve insanlık dışı muameleleri belgelerle ortaya koyarak, uluslararası toplumu harekete geçmeye davet etti. "Elleri bağlıydı, savaş suçu işlendi" ifadesi, bu olayların ne denli ciddi bir boyut kazandığını gözler önüne serdi.
Tanık doktor, olayların tanığı olduğunu belirterek, İsrail güvenlik güçlerinin Filistinlilere yönelik gerçekleştirdiği zulmü gözler önüne serdi. Doktor, kurtarma operasyonları sırasında karşılaştığı hastaların çoğunun, özellikle de elleri bağlı şekilde getirildiğini ve ağır yaralanmalarla hayatlarını kaybettiğini aktardı. "Ne yazık ki, olaylar karşısında daha fazla sessiz kalamayacağımızı anladım. Bu, benim sorumluluğum. İnsanların bu insanlık dışı durumu bilmesi gerekiyor" dedi. Ayrıca, yaşananların sadece birkaç vaka ile sınırlı olmadığını, çok daha geniş bir perspektifte sistematik bir hal aldığını vurguladı.
Bölgedeki çatışmalarda yaşanan sivil kayıplar, uluslararası kamuoyunda ciddi tepkilere yol açmaya başladı. Birçok insan hakları kuruluşu ve sivil toplum örgütü, İsrail’in gerçekleştirdiği eylemleri eleştirdi ve bunların savaş suçu olarak değerlendirilmesi gerektiğini savundu. Tanık doktor, "Dünya artık bu gerçekleri görmeli. Görmezden gelindiği sürece bu tür olaylar devam edecek” diyerek çağrıda bulundu. Ayrıca, bağımsız denetim mekanizmalarının oluşturulması gerektiğinin altını çizdi. Uluslararası mahkemelerin de bu tür durumlarda göz ardı edilmemesi gerektiği vurgulandı.
Yaşananların ardından, Filistinli çocuklar ve aileler arasında derin bir travma oluştu. Tanık doktor, acil müdahale gerektiren hastaların yaşadığı travmanın yanı sıra, sadece fiziksel yaralar değil, ruhsal yaraların da çok derinlerine işlediğini belirtti. “İnsanların bakışlarındaki korku ve çaresizlik, hepsinin yüreğinde birer yara açıyor. Dünya, bu keskin gerçekliği anlamalı" diyerek, yaşananların ciddiyetine dikkat çekti.
İsrail'in uyguladığı bu politikaların ve uygulamaların, uluslararası hukuka tamamen aykırı olduğunu belirten insan hakları uzmanları, çağrılarında ciddi biçimde ısrarcı. Uzmanlar, "Savaş suçları, hiçbir ülkenin uygulamaları tarafından mazur görülemez. Bu tür durumların önlenmesi için birlikte hareket etmek zorundayız" açıklamasında bulundu. Aktarılan veriler, bu eylemlerin sadece birer istisna değil, sistematik olarak devam ettiğini gösteriyor.
Sonuç olarak, tanık doktorun belgelerle desteklenen açıklamaları, İsrail'in davranış şeklinin hâlâ pek çok göz önünde olduğuna işaret ediyor. Uluslararası toplumun bu tür savaş suçlarına karşı suskun kalması, daha da fazla insanın yaşamını tehlikeye atma riski taşıyor. İnsanlık adına bu tür vahşetlerin önüne geçmek, herkesin sorumluluğu olmalı. Boğuşan bir nüfus ile, koruma altına alınması gereken çocuklar ve aileler için sesini yükseltenlerin sayısı artmalı.
İnsanlığın geleceği adına, yaşananların küresel boyutta duyulması ve bu zulümlerin sona ermesi umuduyla, tanık doktorun çağrısı yankı bulmalı. Aksi takdirde, daha fazla masum hayata mal olacak ve bu asla affedilmeyecek bir suç olarak tarihe geçecektir.